BULUT ARDI GÜRÜLTÜLER
Derinden ağır ağır gelen bir ses: Güm!
Güm
Güm
ve tüm ışıklar tek bir noktada toplandı.
Sessizlik. Unutulmuş bir sahil kenarında kendine ait bir nefret ve saçlarımı uçuran bir rüzgar birlikteliğyle. Yalnız o bile birazdan uykuya dalacak. Komik! Gök, deniz ve ufkun ardındaki dağlar. Göğü yaran bir kuvvet. Bulut. Bulut ardı bir sema. Renkleri çalınmış, belki biraz gri ve belki de biraz siyah. Yıldızlar artı bir bulut ve arkada küçük taşlar dökülmek üzere. Hah! Gök altı bir deniz ve doğrusu ne dalgalar tam olarak köpürmekte ne dağlar ardı şehir gözükmekte ne de tam olarak ben oradayım. Yalnız bir ses ve bir ışık var.
Tanrım, gök nasıl gürüldemekte?
Bulut ve bulut ardı bir sema. Bulut ardı bulutlar, bulutlar ardı yıldırımlar, yıldırımlar arkası gürültüler ve sıkışmışlık arası bir şimşek. Yıldırım inerken ufkun ardı gürültüler kulağıma gelemeyeck kadar dinmekte. İnsan yavru bir bedenden ne istemekte?
Güm
Güm
Tanrım, gök ne diye gürülder?
-Bugün, günlerden eylül
-Aylardan sonbahar
-Mevsimlerden bir ömür olacak
Kimse bilmez. Ne büyük bir utanç! Çünkü gerçekten de çok yazık olacak.
Tanrım, peki gökyüzünde beliren hangimizin siması?
Rüzgar; kaçarken yakalıyıveriyor, dolanırken bedeni dudaklarına üflüyor. Şekillenirken bulut altı bir hikaye anlatılıyor. Kimse bilmez ama dinmezse fırtınalarım diye uyuyamıyorum. Ya nemli bir gürültü kalırsa içimde geriye? Ya öksürüklerim konuşursa gerçeği? Ya inkara hasta olursam? Henüz hiçbir şey değişmemişken tanımlayabiliyorum kendimi. Ve de her şey değişmişken bir ben oluyorum. O yüzden hangisi ''kim'' diye sorsa ''hangimiz'' cevaplayacağız diyor içimdeki bir ses.
Tanrım, her şeyin benim için olduğunu sanacak kadar bencildim, şimdiyse hiçbir şeyin benim olmadığını anlayacak kadar kimsesizim. Herkes gibi.
Ve tüm ışıklar tek bir noktada dağıldı...
Dallar yayıldı, damarlandı. İnce ipeksi bir dokunuş. Esintilerin dağıtacağı buluttan bir elbise. Biraz mor biraz siyah belki de biraz mavi. Şehvet dolu şehirlerin üstünde damlalar. Bulutlar ve bulut ardı gürültüler duyulmakta.
Kıvranan eller arasında hafif bir dokunuş var. Tanrım, onunkileri günah sanırdım. Bilemezdim ki ben de günaha açım. ve ben, günahım.
Yazık.
Aynı gökyüzün altında herkes başka bir fırtınayı bekledi ve şimdi de herkes birlikte ıslanamayacak kadar uzakta.
Durdur beni.
Mesela yarın günlerden 19'u, aylardan Kasım'ı, mevsimlerden baharın sonu olacak. Ne yazık ki ''sen'' bunun ne demek olduğunu anlamayacaksın. Rüyalarımda ne zaman gözüksen, bana bir hiçmişim gibi bakıyorsun. Ve şimdi sahip olduğumuz bu iskambilden kartlar oyununda sen ''Kız'' ile başa dönerken ben As ile bitiriyorum. Ne de olsa seni her gün hiç kimse olduğun insanlarda ölmekten kurtaramam, ama en azından bir zamanlar herkes olduğun kalbimde gömme zarafetini göstereceğim.
Bir bulut ardı gürültü gibi, apar topar.
Sevgilerimle Elif Sükyen
Yazdıklarının kalbine dokunmadığı kmse kalmamıştır ...Ne engin ruh halleri tasvirlerin var ....kalemine sağlık
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim hocam, inanın söyledikleriniz karşısında mahçup ve mutluyum🤍
Sil